BThaber Gazetesi, tam 20 yıldır kesintisiz olarak her hafta yayınlanarak Türkiye ve dünyada örneği az görülen bir başarıya imza attı. Bthaber ve İnteropro, bu 20 yılda bazen bir STK, bazen kamunun yanında bir organizasyon ve bazen de toplumun sesi olarak son 20 yılda bilişim sektörünün gelişmesinde liderlik yaptı.
Bilişim sektörünün son 20 yılını ele aldığımızda ben sizlere mobil teknolojilerin önlenemez yükselişinden, bu teknolojiler sayesinde evde çalışan elemanların çoğalmasından, büyük kurumsal uygulamaların bulut bilişim teknolojileri sayesinde tarayıcılara taşınmasından, big data (büyük veri) uygulamaları ve IoT Internet of Things (nesnelerin interneti) teknolojilerinden, 3G sayesinde son derece hızlı gelişen bankacılık uygulamalarından, robotlardan, 3D yazıcılarından ..vs bahsetmeyeceğim. Ben bu son 20 yılda Bilişim Sektörü Kobilerinin bu gelişmeye ayak uydurup uyduramadıklarından, nasıl haksız rekabete uğradıklarından ve ezildiklerinden bahsetmeyi daha uygun gördüm. Sizlere son 20 yılda gelişen Türkiye’de üretici-distribütör-dağıtıcı-zincir mağaza ve bayi kanalındaki bazı haksız, ahlak dışı ve hukuksuz uygulamalara dikkatinizi çekmek istiyorum.
Türkiye 2008 Dünya ekonomik krizi sürecinde vahşi kapitalizm uygulamaları ile daha yakın ve hızlı biçimde tanıştı. Banka hesaplarımızdan çekilen sözde masraflar, Deli Dumrul (Geçenden 10 akçe geçmeyenden 20 akçe) hesabı kredi kartı uygulamaları, kimsenin kolayca anlayamayacağı GSM tarifeleri, küçücük yazılar ile yazılan ancak kimsenin başına gelmediğinde anlamını kavrayamadığı uyarılar vs. hepsini yaşadık. Ülkede BTK Bilişim Teknolojileri Kurumu var ancak TV reklamlarında televizyon yayınında sesin yükseltilmesinden veya farklı GSM şebekeleri ile konuşurken karşı tarafın hizmetini kötülemek için kasıtlı olarak konuşma bant genişliğinin düşürülmesinden herhalde sadece ben mustaribim. Herhalde bunları kimse görmüyor, duymuyor, hissetmiyor.
Bu vahşi kapitaliz gereği bilişim sektöründe Vatan Bilgisayar, Bimeks, Teknosa, Media Markt gibi dev firmalar pazar payını artırırken, sokak aralarındaki bilgisayarcılar, hani bizlerin “kanal” diye adlandırdığı firmalar, iş yapamıyor ve sadece teknik servis veren, kartuş dolduran ve hatta kopya yazılım “hizmetleri” sağlayan minik birimler haline geliyor. Tüm söylemlerin aksine, bu durumun ve mevcut rekabet ortamının artık kendileri açısından bile sürdürülebilir olmadığını gördükleri halde, tüm üreticiler (Vendor) ve markalar (Brands) büyük mağazaları ve zincir mağazaları desteklemekte ve onlara çok ciddi avantajlar vermektedir. Tablet ve Notebook üreticileri, bitmiş ürün markaları, yazılım şirketleri ve diğer tüm üreticiler/markalar… Hepsi, bayilere ve diğer küçük KOBİ’lere vermedikleri kâr marjını (%25-30) bu şirketlere bir şekilde tanımaktadırlar. Üstüne üstlük bir de bunlara insert desteği, raf parası, pano reklâmları, duvar/cam reklâmları, yeni dükkân açılış sponsorlukları adı ile inanılmaz pazarlama destekleri verilmektedir. Aslında bu büyük mağazalar ve zincir mağaza oluşumları tamamen haksız rekabet ve kirli oyunlar içindedir.
Bilişim cihazlarının satışında son çıkan BDDK/BKM kararları gereği 9 taksit ile sınırlandırma ile 3G şirketlerine bizzat kamu haksız rekabet ortamı oluşturmuştur. Bu haksız rekabet sonucunda özellikle katma değerli hizmetlerde çıkış arayan bayi kanalı (bilişim kobileri) şirketlerden ancak çok ufak bir kısmı, o da belki de sadece Anadolu’da ayakta kaldılar. Umarım başarılı olanlar artar.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.